Ancak Bir 'Dolandırıcı' Olursun Sen!
‘Tanıdığımız pek çok kişiyi kaydebeceğiz!’ diyordu arkadaşım telefonda.
COVID’in ilk gunleriydi.
Hepimiz evlerimize kapanmıştık.
Gergindik, korkuluyduk.
Kafamı dağıtmam lazımdı.
Her gun bir saatimi ayıracağım bir projeye başlamak istedim.
‘Kitap yazabilirim!’ dedim kendi kendime.
‘Yazarlık kim, sen kim?! Ancak bir dolandırıcı olursun sen.’ diye cevapladı iç sesim.
Vazgeçtim kitap yazmaktan.
Onun yerine aklımdaki fikri özet halinde uzun bir yazıya döktüm.
Birkaç kişiye okuttum.
Hepsinden güzel yorumlar aldım.
Kitaba çevirmemi tavsiye ettiler.
‘Yapamam ki ben yazar değilim…’ dedim.
‘Ancak bir dolandırıcı olursun sen.’ diye de ekledi iç sesim.
COVID devam ediyor,
Olumsuz haberler her bir yanımızı sarıyordu.
Bir süre haberleri izlememeye karar verdim.
Bol bol zamanım vardı.
‘Hobi olarak’ şu kitabı yazmaya başlayayım dedim.
Altı ay sonra kitabı tamamladım.
Birkaç kişiye okuttum.
Hepsinden güzel yorumlar aldım.
‘Yayıncılara yollamalısın’ dediler.
‘Olmaz. Ben yazar değilim…’ dedim.
‘Ancak bir dolandırıcı olursun sen.’ diye de ekledi iç sesim.
Yine de bir merak ettim.
Email bültenimdeki abonelerden rica ettim.
‘Tanıdığınız yayınevleri var mı?’ diye sordum.
Sadece endüstriyi anlayacaktım.
Ciddi değildim.
Altı tane yayıneviyle tanıştırıldım.
Hepsi kitabı incelemeyi rica etti.
Yolladım.
Hiç birinden olumlu bir dönüş beklemiyordum.
‘Dolandırıcı olduğunu anlayacaklar.’ diyordu iç sesim.
Ve inanamadığım bir şey oldu.
Altı yayınevinin dördünden dönüş geldi.
Dördü de kitabı yayınlamak istediklerini söyledi.
Dördü!
Nasıl anlayamamışlardı ‘dolandırıcı’ olduğumu?
Ve bugün.
Elma Yayınevi’yle sözleşmeye imzayı attım.
O imzayı atarken iç sesimi duydum yine
‘Ancak bir dolandırıcı olursun sen.’ diyordu.
Ama o ne derse desin
Artık kağıt üzerinde, ve aşağıdaki fotoda, Elma Yayınevi’nin bir yazarıydım. :)

Buna literatürde ‘Imposter Syndrome’ denilmekte.
Ne kadar mutlu veya başarılı olursan ol,
Bunların dış etmenlerden kaynaklandığını,
Şans eseri geldiğini,
Aslında bunları hak etmediğini düşünüyorsun.
Unutmayın,
Hayallerimizin,
Başarabileceklerimizin,
Önündeki en büyük engel
BİZİZ.
Biz inanmadığımız,
İç sesimiz bize durmadan ‘dolandırıcı’ dediği sürece,
O adımı ATAMAYIZ.
Daha once yaptığınız,
Deneyimli olduğunuz bir alanda
Herkes kendine güvenebilir.
AMA asıl zor olan
Yeni deneyeceğiniz,
Fırsat gördüğünüz,
İç sesinizin size ‘dolandırıcı’ dediği alanda
Kendine duyulan güvendir.
O alanda atılan adımdır.
Rica ediyorum şu soruları soralım kendimize,
Cevaplarınızı yorumlara bekliyorum:
1) Hangi konularda kendinize inanmıyor, kendinizi bir ‘dolandırıcı’ olarak görüyorsunuz?
2) O konuda kendinize inanıp, bir sene önce efor sarfetmeye başlasaydınız, şu an hangi aşamada olabilirdiniz?
İyi haftalar!