İlk işim bana göre değildi, farkındaydım.
Her gün iş yeri servisinde 3 saat trafik çekiyordum.
İstemediğim takım elbisenin içine giriyordum.
Ama sorun değildi…
Bir amacım vardı.
Yönetici olunca şirket arabası alacak, işe kendim gidecektim.
Daha çok para kazanacak, hafta sonu tatillerimi arttıracaktım.
Daha kaliteli takım elbiseler, ayakkabılar alacaktım.
Benim için bir ‘evrim’ olacaktı.
Yıllar geçti.
Ne istediğim terfiyi ne arabayı ne da ayakkabıları alabildim
İstifama sebep verdi bunlar.
Kendi yolculuğuma çıktım.
Yabancı dil alanında girişimcilik yapmak istediğime karar verdim.
Bir app yaptım, başarısız oldum.
Ardından Cambly ekibiyle tanışıp, Cambly’yi Türkiye’de kurdum.
Evet, ‘evrim’de başarısız olmuştum.
Ama günün sonunda…
Benim için bir ‘devrim’ oldu.
Gerçekçiliğim, hayatım, kurallarım, hepsi değişti.
Hayatımızda, kariyerimizde, şirketler yönetiminde hep bu ikilemle karşılaşıyoruz:
‘Evrim’ veya ‘Devrim’
Bir şirketin, başarılı bir ürününü geliştirmesi ‘evrim’ iken
Bir şirketin, yeni bir ürün çıkarması, yeni bir endüstri yaratması ‘devrim’dir.
Kariyerinde bir sonraki adıma geçmen ‘evrim’ iken
Farklı bir kariyere geçmek, kendine ve etrafındakilere yeni bir kariyer yaratman ‘devrim’dir.
Peki ‘devrim’ mi daha iyi ‘evrim’ mi?
Cevap…
İkisi de!
Durmadan devrim yapacağım diye, iş değiştirmek, bir hayal uğruna yıllar boyu aç kalmak…
Yorucu ve riskli.
Bir şirketin durmadan yeni ürünler geliştirip, başarılı ürününe düzgün yatırım yapmaması…
Tehlikeli ve riskli.
Amaç,
Mevcut kariyerimizde ‘evrim’lerimizi kovalarken,
‘Devrim’ imkanlarına gözümüzü açmak, zamanı geldiğinde adımımızı atmak olmalı.
Amaç,
Başarılı ürünümüzü geliştirmeye, ciromuzu arttırmaya devam ederken,
Yeni ürünlere olan yatırımımıza devam etmek, gerektiğinde büyük riskler almak olmalı.
Unutmayalım ki her devrimi ayakta tutacak, devam etmesini sağlayacak olan şey evrimdir.
Amaç, dengeli bir yaşam yaşamak.
Hem evrimli hem devrimli.
Peki siz?
Hayatınızda evrilmeye devam ediyor musunuz?
Peki devrim? Var mı aklınızda bir devrim planı?