top of page

Ben hataya kızmam...

Ben hataya kızmam...


İki yıl oldu.

Tam iki yıl önce babam ne yazık ki bir beyin kanaması geçirdi.

İzmir, Seferihisar'da.

112'yi aradık.

Ne dediler biliyor musunuz?


'Ambulans yok. Yangınlar var, oralara yolladık.'


Tam üç buçuk saat sürdü ambulansın gelmesi.


Üç buçuk.


Beyin kanamasında yapılması gerekeni, yani hızlı ilk müdahaleyi gerçekleştiremedik. İlk müdahale tam dört saat sonra gerçekleşti.


Dört saat...

Her ne kadar babamı kurtardıysak da...

Geç müdahaleden dolayı yatağa bağlı olarak hayatını sürdürüyor.

İki yıldır.


Kimseye kızmak istemiyorum.

'Hatadır, olur', 'planlayamadılar' diyip geçmek istiyorum.


Çünkü hayatımda da kariyerimde de düşünce tarzım budur:

'Ben hata yapana kızmam.'


Hatalar bizi geliştirir. Ders alırız. Daha iyisini yaparız.


Eğer hata yapmıyorsan...

Yeterince denemiyorsundur


Hataya kızarsan, yeni şeyler öğrenemezsin, ilerleyemezsin.

Ve inan bana, hatalar olmaya devam eder. Sen sadece duymazsın.

Ondan dolayı...

Ben hata yapana kızmam.

Peki ben neye kızarım biliyor musunuz?

Ben ders almamaya kızarım!


Yıllardır her yaz yaşanan, durdurulamayan yangınlarda ormanlar, insanlar, canlılar hayatlarını kaybediyorken buna bir engel almamaya kızarım.


Tüm dünyada, Avustralya'da, Amerika'da yaşanan yangınları okuyup, evlerini, hayatlarını kaybedenleri görüp, bu konuda bir adım atmamaya kızarım.


Her sene aynı şeyler yaşanmasına rağmen, ormanların yanmasına, hayvanların ölmesine, insanların sakat kalmasına göz yummaya kızarım.


Ödevini yapmamaya,

Ona göre planlamamaya,

Gerekli kaynakları ayırmamaya kızarım.


Ben hataya kızmam...

Ben ders almamaya kızarım...






1 yorum
bottom of page